15 Mayıs 2010 Cumartesi

Muhsin Bey...

Ne diyorduk, yarıda söndürdüğüm sigaraların pis kokusu burnuma geldikçe sinirim bozuluyor. İşte gözümü hafif hafif ortalığa damlalar savuran gökyüzüne dikmiş bakıyordum. Dalmışım, karşıdaki baharla canlanan ağacın dalına konan bir kumru, sevgilisine seslendi sanıyorum, neden sonra gözlerimi çevirdim onlara. Bir Türk kahvesi yapalım mı ne dersin Sükûnet?

Sükûnet bir yılı aşkın süredir benimle, öyle birinin görüp de sevebileceği bir çiçek değil, yaprakları var bir. Onu sabahları suluyorum, balkonun penceresini açıyorum, denizi görsün diye, önce ona dökeceğim suyla konuşuyorum, “Güzel su” diyorum, “hayat su, benim güzelimin köklerine git, yaradan vermiş ona seni içme yeteneği, git besle benim kızımı”. Sükûnet sessiz sessiz izliyor beni, bekliyor suyunu.

Öyle deli deli sevdalar yaşamayalı yıllar oldu sanıyorum, ruhumda bir dinginlik, sorma gitsin. Gözyaşı dökmüyor değilim, ama onlar bile sakin, usul usul akıyorlar, bazen ben bile anlamıyorum, bir bakıyorum gelmişler, gitmişler bile.

Sükûnet sevinir, sabahtan beri kapalıydı hava, bir dem güneş açtı, güneş açtı mı Sükûnet bir başka güzel olur, yeşili bir başka yeşil olur, bana kalırsa güzel kokar Sükûnet, çiçeği olmasa ne yazar.

Aşkı unutmuşum ne zamandır, bir şeyler de hatırlatmamış, zamanında yandı mı canım, hatırlayamadım bile, sevmiştim belki ben de, öyle coşkun coşkun sevgilime “seni seviyorum” demiştim, belki, kim bilir.

Sabah mercimek poşetini elimle açmayı beceremeyince “Bıçakla deniyim” dedim, demez olaydım, bir kestim ki parmağımı, yaşıma hiç de aldırmadan ağladım, “Anne, anne” diye. Çok derinden kesmişim ama, bir kanadı ki… Durduramayınca kanı korktum, hemen bir bant yapıştırdım, şimdi değmedikçe acımıyor. Ama bir ara kan olmuş bandı çıkarttım, derisi açılmış, “Dikiş gerek” dese biri, şaşırmam.

Türk kahvesi yapmalı Sükûnet, sonra da devam etmeli, Muhsin Bey’i izlemeye.


8 yorum:

  1. Akşam yemeğinde sonra bir türk kahvesini karşılıklı höpürdeterek Allah'a şükrediyoruz hocahanımla..

    YanıtlaSil
  2. evet bugün 16 mayıs, söz verdiğim gibi blogunda soruyorum :)

    Naber? Nasılsın?

    Bu arada o kesilen parmaktan öğrenecek çok şey var bak.

    YanıtlaSil
  3. profösör değmeyelim keyfinize, hocanımla :)

    YanıtlaSil
  4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  5. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  6. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  7. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  8. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil