7 Mart 2011 Pazartesi

Uyuyan Kadın III


Gözlerinin içine bakıyorlar. Sana sorular sorup cevaplarını dinliyorlar. Sözcüklerinin onlar için önemli olduğunu sanıyorsun. Düşüyorsun. Devamlı düşüyorsun.

Bulanık görüyorsun. Bulanıklık mideni bulandırıyor. Uzaklara bakamıyorsun. Hâlbuki en çok özlediğin şey uzak. Ama bakamıyorsun. Bakmak için ısrar edersen düşersin, biliyorsun. Kısacık uçurumlarda ölürsün. Kimse üzülmez, onlara da üzülmediler. Seni tanımıyorlar, onları da tanımadılar. Cümlelerinin yapısal bozukluklarına aldırmadan, hiçbir acı duymadan, sadece nefes almak istiyorsun. Yapamıyorsun. İçin kanıyor. Ayakların uyuşuyor. Düşüyorsun. Durmadan düşüyorsun.

Sonsuz bir boşluk uzanıyor ayaklarının altında. Varlığını bilmediklerinin yokluklarını hissediyorsun. “Dinle” diyorlar sana “düşüncelerini dinle” diyorlar, sen boğuluyorsun. Sadece düşüncelerinin ağırlığında düşüyorsun. Atabilseydin üzerinden bir iki tanesini yere çakılmazdın biliyorsun. Ama bir eksiltsen bin artıracaksın. Düşmekten kaçış yok, hissediyorsun. Ölüm bir son değil. Sen de onlar gibi dur durak bilmeden düşüyorsun.

Düşünmek istemiyorsun.
“Düş”ünmek istemiyorsun.
Elinden başka bir şey gelmiyor.
“Düş”üyorsun.
Hatta üşüyorsun. 


3 yorum:

  1. düşüyor/ken üşüyor olmak...ne güzel bir kelime, ikisi de iç içe...

    YanıtlaSil
  2. düşüyor/ken üşüyor olmak...ne güzel bir kelime, ikisi de iç içe...

    YanıtlaSil