29 Aralık 2011 Perşembe

-10-

Her zaman Komünist Partisi ve Ana Kilise tarafından sevilmek istemişimdir. Joe Hill gibi, folk şarkılarında yaşamak istemişimdir. Bombaların sakat bıraktığı masum insanlar için ağlamak istemişimdir. Yol üstünde bize yemek veren köylü babaya teşekkür etmek istemişimdir. Yanlış elimle selam verirken insanlar gülümsesin, ben de gömleğimin kollarını hafifçe kıvırayım istemişimdir. Bazıları Dante'yi tanısa da, zenginlere karşı olamk istemişimdir: içlerinden biri yokoluşundan önce benim de Dante'yi tanıdığımı öğrenmişti. Suretim, omzumdan aşağı yazılmış bir şiirle Pekin'de taşınsın istemişimdir. Dogmaya gülümsemek, yine de karşısnda egomu yok etmek istemişimdir. Broadway makinelerine karşı koymak istemişimdir. Beşinci Cadde kendi kızılderili patikalarını hatırlasın istemişimdir. Kaba saba tavırlı insanların yaşadığı bir madenci kasabasından çıkıp tanrıtanımaz bir amcanın öğretilerinden etkilenerek ailenin yüz karası bir bar kuşu olmak istemişimdir. Bir trenle Amerika'yı boydan boya geçmek, anlaşma toplantılarında zencilerin kabul ettiği tek beyaz adam olmak istemişimdir. Yöntemlerime hayran eski bir kız arkadaşıma devrimlerin açık büfelerde gerçekleşemeyeceğini ve istediğini seçip alamayacağını söylemek, gümüş rengi gece elbisesinin bacak aralarının nemlenişini izlemek istemişimdir. Gizli polisin iktidarı alışına karşı ama Parti'nin içinden savaşmak istemişimdir. Oğullarını kaybetmiş yaşlı bir hanımefendinin kerpiç bir kilisede oğullarına verdiği sözü tutup benim için dua etmesini istemişimdir. Ağzı bozuk konuşmalar karşısında haç çıkarmak istemişimdir. Küçük bir kasaba ayininde kilise yönetimi aleyhinde konuşan pagan kalıntılarına karşı hoşgörülü olmak istemişimdir. Yahudiler hakkında iyi şeyler yazmak istemişimdir. Franco'ya karşı birliği savaş alanına taşırken Basklar arasında vurulmak istemişimdir. Bakireliğin ele geçirilmez kürsüsünden, gelinlerin bacaklarındaki siyah kılları seyrederken, evlilik üzerine konuşmalar yapmak istemişimdir. Çok basit bir İngilizceyle doğum kontrolüne karşı bir makale; iki renkli göktaşı ve sonsuzluk çizimleriyle resimlendirilmiş, fuayelerde satılan bir broşür yazmak istemişimdir. Bir süre için dans etmeyi yasaklamak istemişimdir. Folkways şirketi için plak kaydı yapan keş bir rahip olmak istemişimdir. Siyasi nedenlerle atanmak istemişimdir. Kardinal -----'nin bir kadın dergisinden yüklü bir rüşvet aldığını yeni öğrendim, günah çıkarttığım rahip bana küçük bir saldırıda bulundu, köylülere makul nedenlerle ihanet edildiğini gördüm ama bu akşam çanlar yine çalıyor. Tanrı'nın dünyasında bir akşam daha ve karnını doyurmas gereken çok insan, çökmek için yalvaran çok diz var; yıpranıp parçalanmış cüppemle aşınmış merdivenleri tırmanıyorum. 
L. Cohen - Görkemli Kaybedenler 

11 Aralık 2011 Pazar

Cicero / Mustafa IV

Cicero'yu çalışıyorum.

Roma siyasal düşünüşün en önemli temsilcisi olan Cicero, bu konumunu yarı Yunan yarı Roma düşünürü sayılmayıp tam bir Roma düşünürü sayılmas....

Mustafa'yı en son gördüğümde ona doğru hiç dönemedim. Hiç bakamadım. Öylesine korktum. Onunla konuşmak istesem herhalde, bir hafta alıştırmam gerekir buna kendimi.

Cicero...
Cicero'nun hukuk ve devlet felsefesi ile ilgili görüşlerinin temelinde Stoacı inançları yatmaktadır. Ona göre "göklerdeki sürekli değişmeler ve devinimler sırasında, insan ırkının tohumunun atılacağı bir an gelmişti. O zaman bu tohuma tanrısal bir armağan olarak ruh bağışlanmıştı." "Yasalar"da yapılan bu ve ötek...
Otobüsle dönerken otobüsün sağ tarafına oturuyorum. Çünkü kitapçının önünden geçtiğimizde onu görme ihtimalim oluyor. O zaman oradan yavaş geçmesi için otobüsün dua ediyorum. Oraya kadar yavaş gelen otobüs, kitapçıya bir iki mağaza kala hızlanıyor. Mustafa'yı görüyorum, bir iki kişi var kitapçıda. Başka çalışan kalmamış gibi. Üst rafa uzanıyor. Upuzun boyu var Mustafa'nın yanında dursam, başım göğsüne denk gelir.

Cicero bu konuda şunları der:
"Yasa, yapılacak ve yapılmayacak olanı buyuran yüce akıldır... O doğanın gücüdür, o ruhtur, bilgenin aklıdır, adeletli olanla olmayanın ölçüsüdür."
Her kahve içişimizde kapatıveriyorum kahvemi, Gözde baksın bi iki şey sallasın diye. M harfi görüyor. Midem karışıyor.  Aslında ilk önce gelmiyor aklına, "M harfi çıkmış burada" diyor, "ama böyle tahtaların üstünde sanki böyle raf raf... Mustafa bu!"...

Cicero'nun Devlet Tanımı: Devlet halktan başka birşey değildir. Halk deyince, herhangi bir biçimde bir araya toplanmış olan rastgele bir yığını değil, ortak bir yararla, ortak bir amaçla birbirine uyum içinde girmiş bulunan, hukuksal bağlarla birleşmiş insanlar topluluğunu anlatmış oluruz.
Cicero, başlangıçta dağınık olan ve göçebe yaşamı süren insanların, toplumsallık güdüsü ile birleşerek,

Kafamda bir sürü şey dönüyor. Yanıyorum. Biraz öksürüyorum. Biraz burnum akıyor. Arada bir hapşırıyorum. Herhalde hasta olacağımı düşünüyorum. Üç gün boyunca sınavlarım var. Perşembe hastalansam, hatta hiç hastalanmasam, diyorum.

Bazen sadece aptal bir hayalmiş gibi görünüyor gözüme. Sorduklarında "hayır canım birşey hissetmiyorum tabii ki Mustafa'ya, sadece seviyorum onu görmeyi" diyorum. Sanırım onu bulduğumdan beri çok fazla seviyorum onu görmeyi. Hatta görmek değil, aynı çatı altında olmayı. Zira ben genelde ona hiç bakamıyorum.

Ne diyorduk, evet Cicero..
Cicero karma olmayan yönetimlerin hem iyi, hem kötü yanlarının bulunduğunu söyleyip, hiçbirini yetkin görmez. Bunların iyi yanlarını bir araya toplayacak bir yönetimi (evrens

Uyusam.