9 Ağustos 2018 Perşembe

Lüzumsuz Meseleler III

Gözümü kapatıp hafızamı kaybettiğimi hayal ediyorum. Yüzüme bir gülümseme, zihnime bir öykü yayılıyor. İçimden "Lütfen, lütfen, lütfen..." derken bile kendime gülüyorum. İnsan kendine unutmak isteyeceği bir hayat yaşatmamalı. Silinip gitmesini isteyeceği, izinin bile kalmamasını düşlediği anılara dahil etmemeli kendini...

Ne zavallılık...

1 Ağustos 2018 Çarşamba

Lüzumsuz Meseleler II


Kıymalı makarnayı, annemin giysilerinden giyinmeyi ve yaşlı kadınların kalınlaşmış bileklerine taktıkları ince, küçük, altın saatlere bakmayı seviyorum.

Bir süredir yeni başlangıçlar için pazartesileri beklemiyorum. Aynı anda altı kitap birden okuyorum. Yazarına para kazandırmayacak kitapları internetten indiriyorum.

Bir de sabah serinliği çok güzel. Gün ağarırken kamelyaya tüneyip üzerimden kargaların geçmesini bekliyorum. Yanıma aldığım kitaptan belki bir belki iki sayfa okuyorum, yine de yanımda olması hayati öneme sahipmiş gibi davranıyorum.

Hiçbir şey izleyemiyorum, ne dizi, ne film, ne belgesel…
Hala arkadaşım yok. Hala çok yalnızım.