8 Ağustos 2020 Cumartesi

usul*

söylenmek yersiz bir alışkanlık.
kendi kendine konuşmak da öyle.
ki hala bir harf eksik.

sonsuz çile. derdin, zorun ne? bilinç bir sarsıntıdan sonra bir anda kocaman genişliyor. eğilmesi de kolay, bükülmesi de. bunca zaman geçmişken bunca zaman geçmemiş hissettiren nedir? bir elmadan alınan ısırık bunca acıya nasıl sebep oldu? olmaz. cennette durmadan konser var. sonsuz.

basları kısın.

her şey çok kolay oldu ne sızlandım ne de ağladım ani bir ölüm ya da kalp krizi gibi kolay bütün şehir üstüme gelecek dünyam yıkılacak sanırdım ama olmadı bitti işte bir süre giden gelenler oldu beni anlamaya çalıştılar bir işe yaramadı sıkıcı ve kasvetliydim bazen bütün gün yorganı başımdan aşağı çekip uyudum bazen de ucuz filmler seyrettim günler böyle geçip gitti şimdi iyiyim sen utanç gecelerinde ben burada hepsi bu kadar sonrası yok unuttum gitti geberik unuttum gitti unuttum gitti
unuttum
gitti


dönüp duruyor, başımın üstünde, başımın içinde, dönüp duruyor. içimden bağırıyorum, dışımdan bağırıyorum. ses. ses yok. hem koştum hem düştüm. burada bir şeyler öldü. hem sadece ölmedi de, bir şeyler dirildi. keşke bir mezarları olsaydı. keşke.

kaplan. kaplan! seni yaratanı çağır bana! konuşacaklarım var.

Dün, bugün, yarın, - uşakların kullanımına yönelik kategorilerdir bunlar. Şatafatlı bir şekilde Tesellisizliğin içine kurulan ve her anın mağdur ettiği aylak için geçmiş, şimdi ve gelecek, özünde aynı, kişinin içine sızmakta amansız ve ısrarda tekdüze olan tek bir derdin değişken görünümleridir. Bu dert de varlıkla beraber yayılır, varlığın ta kendisidir.

yavaş büyüdüm, hızlı yaşlandım.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder