27 Şubat 2020 Perşembe

Göl -I-


Ben de bilirdim başka türlü olmayı. 

Hayır, bir süredir bunu düşünüyorum. Metroda çok güzel gülen o adamla konuşurken, birkaç saat önceki dersten beri zihnimde dönüp duran şeyleri nasıl eksik olduğunu düşünmeden sese dönüştürebileceğimi düşündüm. Ses bazı anları yüceltiyor muhakkak ama çoğu zaman düşünceden çalıyor, bir türlü hakkını veremiyor zihnin üretimlerini. 

Yine böyle düşünerek S.'ye 'Hayır bunu konuşarak ziyan edemem, yazacağım.' demiştim bir gece önce. Ama şimdi o kadar emin değilim. Sözcük sese dönüştüğünde ne kadar eksik olursa olsun bir yumuşaklık barındırıyor, değişime açık. Fakat yazıya dönüştüğünde zincirlenmiş gibi, ne yapsan orada öylece kalmak zorunda. Yazıldı bir kere. 

Bir de hafıza var. 

Fakat bu fotoğrafın net olmaması o kadar hoşuma gidiyor ki..