17 Ocak 2016 Pazar

dünyanın en güzel manzarası gibi karşımda duruyor, koltuğun üzerine bıraktığı bitmiş sigara paketi, tabağa söndürdüğü son iki sigarasının izmariti ve çay bardağı. iki gündür öylece duruyor ve ben varlığının kanıtı olan tüm bunlara asla dokunamayacakmışım gibi hissediyorum. işte benim küçük masumiyet müzem.

ömrüm boyunca hayalini kurduğum adamın evimde bıraktığı izleri yok etmeye beni ne itebilir? hem yeni izler yaratması mümkün değilken... bir gün sonra bile ayılamadığım sarhoşluğumda tek hatırladığımın bir kez bile bakamadığım gözlerinin olduğunu kim unutturabilir? kendimi karşısında ne kadar aciz hissettiğimi, bunu ona söylerken düşüneceklerinden hiç çekinmediğimi, onu adım gibi, avucumun içi gibi bildiğimi kim unutturabilir? aylardır aklımın, fikrimin onun işgali altında oluşunu nasıl yok sayabilirim?

devam edemediğim için ona gittim, peki ona bu kadar yaklaştıktan sonra nasıl devam edeceğim? bu kadar imkanlıyken imkansız oluşuna kendimi nasıl ikna edeceğim?

çocukluk fotoğrafını gördüm. tatilde, hani şu yazıda bahsettiğim çocuk vardı ya, gerçekten de benziyormuş.

ne yapacağım? sahiden...

2 yorum:

  1. Cemal Süreya Bun'da "Ablasını o saat meryemsiyorum" diyor...Bu da Yusuf'samak olsa gerek. Bu Yusuf'sayanın zarafeti, asla muhatabın değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bir süre düşündüm yazdığını. ve bunu, yusufla ilişkilendirmek hiç aklıma gelmemişti, aydınlandım, çok hoşuma gitti. çok teşekkür ederim.

      Sil