1 Nisan 2024 Pazartesi

Değiller

“Sinyaller” isimli kaydın ikinci sayfasındayım ve ilk sayfada ne olduğunu hiç hatırlamıyorum. 2011’de yazdığım bir yazıyı okuyunca “vay be” dedim “vay be, birini kendime bu kadar yakın hissetmiş olmam gerçek miymiş?”

Çoğu zaman verili olanı sorgulamadan alırız güvendiğimiz bir kaynak varsa. Ne olacak, o kadar enerjimiz yok her şeyi sorguya tabii tutacak. Fakat aramızda ontolojisi bozuk -ya da haydi zayıf diyelim- olanlar çıkıyor. Kendimi çokça hırpaladığım dönemler en yaratıcı olduğum dönemlerdi sanıyorum. Çilesini çekiyordum ama o zamanlar fark edemediğim entelektüel bir sefa da sürüyormuşum. Şimdilerde sadece öldürdüğüm vakitleri mesela, o zamanlar da öldürüyormuşum ama her bir bıçak darbesine ne şiirler yazıyormuşum, ne allayıp pullamalar, neler neler. Şimdi? Şimdi cümle kurmam zaruri değilse ki çoğunlukla değil, kurmuyorum. Ne yazık ki çürümüş şeyler çoktan çöpe atıldı Danimarka Krallığında. Leşi bile yok bakıp da mide bulandıracak. Bu sessizlik de insanı süründürüyor.

Aman neyse Hamlet’i hep aptal bulmuşumdur zaten.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder