Sigara ağzımda öylece gökyüzünü izliyorum bir müddet. Sessiz. Şehir bana bu haliyle o kadar huzur veriyor ki alışık değilim. Ama yıldızları bu şehirde çok fazla göremeyişimizin nedeni çok ışıklı olmasıymış, yeni öğrendim. Yakında bunu birilerine anlatmalıyım.
-İçmeyecek misin? diye soruyor. Son günlerde sıkça izlediğim dizinin etkisiyle dilime yerleşmiş kabalık.
Sabah okuduğum kitabın o uzun zamandır rastlamadığım naifliğini düşünüyorum sonra. Aşk, uzun zamandır anlam kaybına uğramış gibi zihnimde, yeniden canlanıyor.
-Aşk diye bi'şey vardı ya...
-Hala var.
-Gerçekten mi?
-Yak artık şu sigarayı!
Kibritle yakabilirim bir şehri. Ama sigarayı yakmayı bir türlü beceremiyorum.
-Nasıl yemek yaptığını bilmesem beceriksiz olduğunu söylerim, ama sende bir tuhaflık var, diyor.
-Hadi "Sen Hiç Ateş Böceği Gördün mü?"yü izleyelim, diyorum.
-Nereden geldi aklına? diye soruyor.
-Çok zoru hemen yaparım imkansız biraz zaman alır, diyecektim sana. Oradan. Hı? İzleyelim mi?
Gülümseyişimi olumsuzlamak istemiyor:
-E hadi...
....
Ben hiç ateş böceği görmedim.
ne güzel olmuş kuşlarla burası
YanıtlaSilolmuş mu :)
YanıtlaSilolmuş:) yazı da kuşlar gibi
YanıtlaSilsevindim beğenmene :)
YanıtlaSilSitemizde kitap çekilişi düzenliyoruz. 2 kişiye kitap hediye edeceğiz. Katılmak isterseniz:
YanıtlaSilhttp://www.kitapkolik.net/kitapkolik-net-3-kitap-cekilisi/