14 Ağustos 2016 Pazar

13.

6 sene sonra yine tüm tip kadınları inceleyip "ben bu da değilim" diyorum.
hala bir yerim yurdum yok, yersizyurtsuzlaştırılmış bir kayıbım.
hala gülen bir yüzden çok yazılmış bir cümle daha çok etkiliyor beni.
daha gaddarım. daha acımasızım. insanlardan kaçmıyorum artık. yok saymayı öğrendim belki biraz.
kafamda bir disütopya yazılıyor. kelimelere dökebilmeyi isterdim.
tüm intikamını yazdığı romanla alan o adam gibi ben de başarılı olurdum belki.

havaya küfürler savurmak istiyorum. etkisiz.
avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum. etkisiz.
senden nefret ediyorum. yeryüzüne gelmiş en rezil insansın. seni bodrum katıma bağlayıp işkence etmek isterdim on yıl. hahah. işte bu komik. 

bazı şeyler üzerine itinayla susulmalı. bunu biraz başarınca fenafillah sana eriyor.

bak f. seninle konuşmak bulutların içinden serinleyerek geçmek gibiydi. kendimi, anlatmak zorunda olmamama ve anlatacağım her şeyi biliyor olmana rağmen anlatmak isterken buluyordum. üzerinden 6-3-1 seneler geçmesine rağmen yıkıldığında altında sızlayan kemiklerimle buldum kendimi. bir arkadaşın asla yapmaması gereken şeyleri sana neden öğretmediklerini bilmiyorum. yoksa gözlerin güven kelimesini bulamadı mı? 

hay ben sizin gözlerinize sıçayım.




çocukluk hayal kırıklıklarıyla biten bir dönem. ne kadar hayal kırıklığı o kadar yetişkinlik. "çok büyüdüm" demek "sandığım gibi olmadığını öğrendiğim o kadar çok şeyle karşılaştım ki!" demek esasında. bir füzenin katmanlarından kurtulması gibi, sonunda kalan belki işe yarar ama olağanca heybetinden uzak, çırılçıplak.

sınırı çizerken yanlış yerden başlandığında doğru yere gelinmiyor. doğru yere gelmek amacı yoksa zaten önemli değil fakat şimdi kalkıp kendi duygumu besleyecek bana doğru koşan bahaneleri buyur etmek yerine, belkileri arıyorum, ve acabaları, kendi ayakkabılarımdan çıkıp başkasınınkilere giriyorum. ben hiç kendimden başkasını düşünmedim ki. hiçbir duygu yüce olmadı ki benimki hariç. hiçbir manalı düşünce üretilmedi ben kabul etmiyorsam. ben nelere kızdım şimdiye kadar. duygularım çıkarlarımın önüne de geçse yüceydiler.



aklım almıyor. aklım alsın istemiyorum. ya ben körüm ya da etraf kapkaranlık. tüm yaşanmışlık üzerinden geçilmesi gereken bir eskiz mi? bunu öğrenip geriye dönüldüğünde asla yeterli vakit bulunamaz tamamlanmaya ve de asla vakit kalmaz yeni şeyler çiziktirmeye.

pekala. başlangıçta söz yoktu. yazılmış sesler vardı. onlar olmasaydı burada bu konumda olamazdık. düşlemek dahi yazabilmekle ilgili. bu yüzden çok yüce. bu yüzden tanrı kutsal kitaplar gönderiyor. kutsal sesler göndermiyor. kutsal sözler de, onlar kitap. yazılsa da kitap yazılmasa da kitap.

başlangıçtaki duygumdan hızla uzaklaşıyorum. anlık öfkelerim bir kaç saniyelik can acıtma planlarına sebep oluyor. bir el sallamasıyla yok ediyorum. zaman satın alınan birşey olsa bir kaç ay alırdım, acil.

tüm inancımı kıran tüm yüce dostlarıma... yazacak başında. bunun anlamı bela veren tanrıyı o kadar kızdırın ki, sizi aklınızın bir kısmından ayırsın, onu gözünüzün önüne ama ulaşamayacağınız yere koysun. siz de kalan aklınızla her gün delirin.

sakinleş.

yazmaya başladığımda saat sabah 10 civarıydı. şu an 18:54.

keşke insan düşünmeye ara verebilse. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder