5 Eylül 2016 Pazartesi

"Belki de bu rüyayı hiç görmedim albayım." s.260

     

     bugün iyiyim, çünkü envaiçeşit organıma zarar verecek olsa da ağrılarıma iyi gelen ilacı içtim.

bunu söyleyeli çok zaman geçmeden elime başka bir ilaç bir de oldukça afili bir teşhis tutuşturuluyor.

araştırıyorum.
elimdeki ilaç sanırım beni ebemle yüz yüze getirecek. bir koca sayfası yan etkileri. okumayı bırakmam gerekirken yıllardır başıma bela olmuş bu alışkanlık yakamı yine bırakmıyor, okumaya devam ediyorum. ettikçe endişeleniyorum. endişelendikçe sinirlerim bozuluyor. bozuldukça ağrılarım artıyor.

          sevgili günlük, bugün de kalem tutamıyorum, hatta popomu da silemiyorum fakat bundan bahsetmek biraz itici durduğundan ben yalnızca güzelim defterlerime şiir yazamamaktan bahsedeceğim. gerçi ikincisi sinirimi daha çok bozuyor.

-elif şuna bir bakar mısın, böyle bir şey varmış, ne olduğunu biliy.. ağladın mı sen?


ilaç yazılalı 5 gün olmuş, ben hala içip içmemeye karar veremiyorum. o kadar güçsüzüm ki, hepsine son vermek istiyorum. fakat elimden hiçbir şey gelmiyor. acizim, çaresizim. geceleri yatağımdan uzakta uyandığımda gördüğüm kabusun bittiğine seviniyorum bazen. bir film izlerken ağrılarımdan değiştirdiğim onca şekli unutup film izleyebildiğime şükrediyorum. ama sonra bir an geliyor, tahammülümün son bulduğu o an, işte o an bir baltayla kesip almak istiyorum kollarımı, hadi şimdi defolun gidin, diye bir de bağırmak istiyorum arkalarından. kalan ağrılı yerler için gözdağı olur tabii, kaybolurlar. bittabi.

"Bazı araştırmalara göre bu hastalığa yakalanmış olan kişilerin genellikle değişken bir ruh haline sahip, kaygılı kişiler oldukları sonucu ortaya atılmıştır."

bana açık hava yürüyüşleri tavsiye edildi, yazı yazmak sinirlere iyi gelmiyormuş. 

2 Eylül 2016 Cuma

Tanrı'nın dünyaya delirsin diye gönderdiği insanlar var.

"Nietzsche uzun yürüyüşler yapıyor. Düşünceler ona adım adım geliyor, daha sonra evine dönüyor ve dışarıda kurşun kalemle aldığı notlar üzerine çalışmaya koyuluyor. O anda, migrenler başlıyor ve bazen gözlerine oturuyor; bazı dönemlerde kendi yazdığını okuyamıyor ve kendini dostlarına bırakıyor: Gast, bu şekilde onun okunamayan yazısını çözmeyi öğreniyor. Nietzsche çoğu zaman okumayı, yazmayı, düşünmeyi askıya almak zorunda kalıyordu. Bir tedavi, bir rejim uyguluyordu. İklim değiştiriyordu. Zaten tedavilere güvenmiyordu. Yavaş yavaş, kendi gözlemlerinden yola çıkarak bir tedavi yöntemi yaratmayı başardı." 
".....
Düşünme eylemi acı çekmeyle ve acı çekme düşünmeyle özdeşleşiyor.
..... "
 Klossowski