3 Aralık 2020 Perşembe

Sevim Burak’a (yetersiz) Bir Güzelleme

Yayınlanan mektuplarının ilkinde başta şöyle yazıyor: “Bakalım bu mektubu bitirebilecek miyim”. 

Bunu yazarken “Bakalım bu yazıyı bitirebilecek miyim?” diye düşünüyorum.

Bazı insanların kendilerine özel bir havası var. Büyü gibi, biraz da karizma. Sevim Burak da onlardan biri. Çok belli ki çok özel bir kadın. Yanık Saraylar’ı ilk okumaya kalkıştığımda, yaşımın da etkisiyle sanırım, kafam çok karışmıştı. İnce ince detaylarla, betimlemelerle bezeli, karakterleri ta teşekküllü tanıdığım, havanın nasıl olduğunu, ortamın ışığını, eşyaların yerini bana anlatan kocaman romanların müptelası olan ben, Sevim Burak karşısında başka bir dünyadan gibiydim. Bugün, seneler sonra, Sevim Burak deyince düşündüğüm ve hissettiğim şey çok başka. Tüm bu zamanlar içinde ilişkimiz hiç kopmadı, hep bir şekilde, sık sık olmasa da, buluştuk.

Sevim Burak köklü bir aileden geliyor. Annesinin Yahudi kökenli olduğu, babasının ise saraya dayanan bir geçmişi olduğu söyleniyor. Söyleniyor, diyorum çünkü oturup bir biyografisini okumadım henüz, umarım bir gün bu ilgi çekici kadının, hak ettiği gibi, sağlam bir biyografisine rastlarım. Kuzguncuk’ta yaşamış, şehrin en güzel, en sevimli, en karakterli köşelerinden birinde yani. Ben Bağlarbaşı’nda tramvay olduğunu da onun öyküsünden öğrenmiştim: anneannemin evi Bağlarbaşı’ndaydı, çocukluğumda oldukça mesaim olmuştur Bağlarbaşı’nda ama bir şekilde kafamda oturtamamıştım tramvayı buraya. Ne kadar değişmiş olsa da anlattığı insanları tanıyordum ama, çok yakından değil belki ama bir şekilde, anneannemin komşularından, annemin çocukluk-gençlik anılarından, tanıyordum. Sevim Burak’la -sonunda- bağ kurabilmiş olmamı da belki bu sağlamıştır.

Burada, Ölüm Saati’ini paylaşmak isterdim, ama Nurperi Hanımla tanıştığım ve çok sevdiğim Sedef Kakmalı Ev’in seslendirmesi var. Bir gün de uzun uzun Nurperi Hanımdan bahsetmek isterim..

Ateş sönüyor 

Pek miskin ateş 

Gelin ateşi düzeltin

8 yorum:

  1. İsmini duydum gibi geliyor, ama bu bir yanılsama da olabilir... Hiç okumadım ve kitaplarıyla da karşılaşmadım galiba... Ama merak ettirdi mi bu yazı, evet... Belki bir gün yürürüm satırları arasında :) Neşeli sevgilerle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bir gün okur, bir de seversen nasıl mutlu olurum :) kocaman sevgiler

      Sil
    2. Dünyaya bir Sevim Burak okuru daha kazandırmanın sevinci :) Her yazarın böyle sevenleri olmalı :)

      Eğer bir gün okur, bir de seversem, tabii bu yorumu da unutmazsam haber veririm :)

      Sil
    3. umutla bekleyeceğim yorumunu :)

      Sil
  2. nurperi hanım pekii anlat. sevim burak edebiyatımızın en tuhaflarından gerçekten de, çok da güzel bir kadın evet, bağlarbaşı pek bilmem, kuzguncuk çok severim tabii, yanık saraylar, ford mach 1 :) ne denişikli kitaplar, biraz belki leyla erbil i biraz andırabilir, belki nazlı eray, tezer özlü :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. tezer özlü'nün çok ayrı bir yeri var bende, dönüp dönüp giderim ona arada.

      sevim burak değişik evet, farklı, özel, özgün... çok güzel ama hep :)

      Sil
  3. Sedef Kakmalı Ev dinledim, güzelmiş. Farklı bir üslup. Teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. farklı evet, değişik bir tat. çok sevindim beğenmenize :)

      Sil