9 Mayıs 2021 Pazar

Kürklü Kişi'ler ve Süheyla'nın Kahyası

 

Bir süre önce bir kedinin insanı olmak ya da Süheyla kedisiyle yaşamak konusunda uzun uzun -epey uzun- yazmaya karar vermiştim. Fakat fikirlerini uygulamaya koymamak konusunda çok başarılı bir insan olduğumdan tek bir cümle bile yazmadım. Cümlenin sonuna “henüz” getirmek istiyorum. Olmuyor.

 

Kendimi sokaklara vurmak istediğim şu günlerde güzel kitaplar okumuyor değilim. Ama bugün öyle biri geçti ki elimden, zihnimden, kalbimden bütün enerjimi değiştirdi. Kürklü Kişi, The Fur Person, kısacık bir kitap. “Kürklü bir kişi” olan Tom Jones’un hayatını anlatıyor. Bir insanın, Tom Jones’un Haşin Sesli kahyasının, birlikte yaşadığı kedinin zihninden geçenleri anlattığı kısacık bir kitap.

 

Süheyla hayatıma girdiğinden beri hiçbir şey eskisi gibi değil. Kendi başıma plan yapıp alıp çantamı bir yere gidemiyorum, onsuz gittiğim yerde eksik hissetmekten kendimi alamıyorum, her gün kedi boku temizliyorum, belirli bir yerde yatmadığından ve malt yemekten nefret ettiğinden evin belli köşelerinden kustuğu tüyleri temizliyorum, gecenin bir vakti geçirdiği epilepsi nöbetlerine kokarak uyanıyor, nöbet bitene kadar tedirginlikle başında bekliyor ve genelde sonrasında hep gözyaşlarına boğuluyorum. İki gün evi süpürmezsem tüyler havada uçuşuyor. Zaten gözlerimden bile tüy çıkarıyorum. Mutfağa girmesi yasak olmasına rağmen yiyeceklerden bile tüy çıktığı oluyor. Kapıyı pencereyi önlem almadan açamıyorum. (Kısa keseyim...)

Tüm bunları suratımda alaycı bir gülümsemeyle yazarken arkamdan pıtı pıtı odaya girişi, şöyle bir göz atıp çıkışı, şu küçücük sessiz dünyama birkaç saniyede dokunuşu tüm mutluluklara bedel. Bunu nasıl anlatabilirim?

 

Kürklü Kişi’yi okurken ikide bir soluğu Süheyla’nın yanında alıp “özür dilerim ben sana layık bir insan olamıyorum” diye milyonlarca kez öptüm. Öpülmekten hoşlandığını hiç sanmıyorum fakat ben onu öpmeden nasıl olacak? Sonra bir de bunun için özür diliyorum. 6 yıldır birlikte değilmişiz gibi hala her haline aşırı tepkiler verip onu hırpalayarak sevmekten vazgeçmem gerekiyor mu gerçekten? S. sevgimin “sapıkça” olduğunu söylüyor bazen, elimde değil. Sevgim doyum noktasına ulaşmıyor, bir şekilde “yeterince” sevemiyorum onu. Dünyanın en güzel kedisi, bir şekilde bunu ona anlatman gerek, beceremiyorum. İçimden taşan bu sevgiyi bir şekilde göstermem gerek, beceremiyorum.

 

Bir süper güç edinme hakkım olsa görünmez olmayı, uçmayı, zihin okumayı bir kenara bırakır hayvanlarla konuşabilmeyi seçerdim. Hiç değilse Süheyla’nın ne düşündüğünü öğrenebilmeyi. Beni bazen çok sevdiğine eminim, bazen benden çok bunaldığını görebiliyorum. Ama tam olarak ne düşünüyor, gerçekten bunu öğrenebilmek için neler vermezdim…

 

Bu arada, limon ağacı çiçek açtı. Salon muhteşem bir kokuyla doluyor sayesinde. Evde olmanın artık çekilmez olduğu şu günlerde hala uyanık kalmamı sağlayacak bu küçük şeyler…

 

Ne diyordum… Kürklü Kişi, muhteşem bir kitap.

11 yorum:

  1. Küçük şeyler mi?

    Yoksa insanı çoğaltan koskocaman şeyler mi?

    Hatta yıllarına sevilme ve sevme izler bırakacak!..

    Ne çok soruyorum değil mi?

    Yoksa okuduğumu ve ardındaki kalbi anlamıyor muyum? dersin.

    Olamaz mı?


    Bu arada yazarı tanımıyorum ama kitap ilgimi çekti.

    Şimdi de yazarla tanışmaya gidiyorum. Yazını sevdim:)

    Ne kazançlı bir gün:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. okusan ve sevsen nasıl mutlu olurum :) "insanı çoğaltan koskocaman şeyler" o kadar güzel bi tanım ki... teşekkür ederim

      Sil
    2. Kitabı aldım ve okudum, çok sevdim, hatta bir yazı yazarsam büyüklere şahane masal diye söz ederim kendisinden dedim. Çok teşekkür ederim:) Bir gün bizim efsane kedilerimizden de söz ederim belki:) Süheyla ve sana mutluluklar:)

      Sil
    3. o kadar güzel ki böyle bir yorumu okumak, nasıl mutlu etti beni :) yazarsın belki keyifle okurum :))

      Sil
  2. Sevginizi ne güzel anlatmışsınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bana, hiçbir zaman yeterince anlatamayacakmışım gibi geliyor :)

      Sil
  3. kıyamam ya ona da sana da ne güzel ifade etmişsin :) kürklü venüsü :) tamam okuycem :(

    YanıtlaSil
  4. Hiç denk geldiniz mi bilmiyorum ama anlatım dilinizi Neverland hikayeleri bloguna benzetiyorum.
    Kürklü Kişi'yi de not alıyorum, limon ağacı çok zarif görünüyor, eminim Süheyla da :)

    YanıtlaSil
  5. Kürklü kişilerimiz..Ne güzel yazmışsınız Süheyla'ya hissettiklerinizi. Limon çiçeğiyle de birbirlerine yakışmışlar. :)
    Sevgimiz derinden olunca anlatmak, aktarmak yetmiyor sanki. Ben de on senedir Coffee'yi yazıyorum. Yazdıkça sevgim artarak büyüyor. İyi ki varlar.
    Kitaba muhakkak bakacağım, teşekkürler. Yakın zamanda Virginia Woolf Flush'ı bitirdim. O da şair Elizabeth Barret Browning'in köpeğinin gözünden bir anlatı. Severek okudum. Kediler ve köpekler, hepsi ayrı ve özel. Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ederim, kitabı hemen not alıyorum. kürklü kişilerimiz eksik olmasınlar :)

      Sil