6 Temmuz 2022 Çarşamba

Çanta II

 

Bu arada çocukların kapalı kapılarını açıyorum. Zeynep yerde, çantasında bir şeyler arıyor. “N’apıyorsun küçük kız niye yatağında değilsin” diyorum. Suluğunu arıyormuş. Ayakları çıplak aşağı kata iniyor su almaya. “Sen ayarttın de mi küçük çocuk” diyorum Ahmet’e, “ben küçük değilim” diyor tüm bilmişliğiyle. Gerçekten hangi ara bu kadar büyüdüğünü ben de bilmiyorum. “500 yaşına da gelsen benim için küçük çocuksun” diyorum bir anneanne edasıyla. Hissettiğimin de bu olması nasıl garip. Sonra bu iki çocuğu öpüp kokluyorum. Yattıkları oda benim odam. Yattıkları yatak benim yatağım. İkisi de mis gibi kokuyor. Ahmet şu sıralar hep tepki içerikli. Ne dense tam tersi, sürekli bir itiraz ve son sözü söyleme çabası. Zeynep tam bir kız çocuğu, kibar, düşünceli, ifade gücü muazzam. Ve tam bir boğa, kendini asla ezdirmiyor, tersi çok pis ve keyfine göre iyiliği.

 

Onları uyku öncesi sohbetleriyle bırakıp gidiyorum. Bir süre sonra döndüğümde ikisini de uyumuş buluyorum. Başka hiçbir çocuğa uykusunda yanaşamam galiba, Zeynep’in ayağının altından yorganını (evet, soğuk) çekip üstüne örtüyorum, Ahmet dağıtmamış. İkisi de başka başka o kadar özel yerlere sahipler ki hayatımda. Hissettiğim müthiş yalnızlığa rağmen hala bir şekilde hayatın akışına dahil olabilmemi sağlayan etmenler arasındalar. Hem kendim doğurmak zorunda kalmadan annelik hissini en yakından ancak bu kadar hissedebilirdim. Ki bence yeterli. 

2 yorum:

  1. Seni özlemiş, daha çok da merak etmiş olabiliriz. Dün yazını görünce bir ohh çekmiş bile olabilirim, durum iyi sanki:) Şarkı sanki sevdiğim bir ülkeden, Gürcistan desem tuturabilir miyim:)

    YanıtlaSil