21 Temmuz 2024 Pazar

Temmuzlu

Bir şeyler tuhaf bir şekilde eksik geliyor. Neden? Kendimden çok etrafımdaki insanlara odaklandığım zamanlar mı? Sıkıldım. Yoruldum. Mutlu da hissetmiyorum. Neden? Uzun zamandır çıkacağımız bu yolculuğu bekledim. Tatminsizlik hissettiğim zamanlarda olduğu gibi yine sürekli bir şeyler yemek istiyorum. Kötü kötü kötü.

Kaç zamandır kelimeler kafamın içinde dönüp duruyor. Bir türlü yazamadım. Çok fazla yolda olmak zihnime iyi mi kötü mü olduğunu bilmediğim alanlar açıyor. Bir değişim hissediyorum ama nasıl tanımlayacağımı bilemiyorum.

---

Uzun zaman sonra o pasaja gitmek bana çok fazla şey hissettirir sandım, hissettirmedi. Sahaflara öyle uzaktan baktım. Fakat eski, siyah beyaz fotoğraflarla dolu sandıkları görünce kendime engel olamadım. Birkaç tane seçerim yine, diye düşünürken dükkânın içindeki güzel haritaları gördüm. Pahalı. Neyse bir iki fotoğraf alıp çıkayım. Dükkandaki yaşlı adamla bu fotoğraflar üzerinden konuşmaya başlıyoruz, elimde filmi makinem var. Sonra ben bu eski fotoğrafların hepsinin bir hikâye anlattığını söyleyiveriyorum adama; kıyafetleri, duruşları, bakışları, nerede oldukları, o kadar çok şey anlatıyor ki… Ben biraz nostalji seviyorum, diyorum (nostaljinin “eve dönmek isteği” anlamına geldiğini öğreneli beri sürekli yanlış kullandığımı ama yerine ne koyacağımı bilemediğimi düşünüyorum, neyse). Sonra yaşlı adam zamanında dükkâna yaşlı bir kadının geldiğini, kutu kutu bu fotoğraflara baktığını, bir sürü seçtiğini, benimle hemen hemen aynı cümleleri kuruduğunu anlatıyor. Meğerse diyor, kadın senaryo yazarıymış. Biraz daha sohbet ediyoruz fakat yaşlı adam oldukça sığ biri, romantize edebileceğim bir diyalog çıkmıyor bu sohbetten. Fakat hakkını yemeyeyim, “çıkarken bir fotoğraf daha alabilirsin” diyor bana, hediye. Oh.

---

Beni en son on sene önce görmüş biri bugün tekrar görse sanırım “seni daha dün görmüş gibiyim” der. Hiç değişmedim. Yılların “biz geçtik” izleri yüzümde bedenimde. Onun dışında ne var? Bunun iyi bir şey olduğunu pek sanmıyorum ama dolu dolu da “kötü” diyemiyorum.

Genel olarak ben pek bir şey diyemiyorum.

Aziza dinlemeye devam...

2 yorum:

  1. Sanki orada bir köşede görünmez bir insan olarak olan biten her şeyi izledim. Etkili bir yazı idi, kendine güvenen muhteşem bir üslüp, bayıldım:)

    Ve Aziza, büyük, sessiz, görünmez bir keyif üzerine lokum ikramı, teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. her zamanki gibi insanı mutlu eden bir yorum, teşekkür ederim :)

      Sil