21. GÜN
Tam yitip gittiğimi sandığımda,
Zindanım sarsıldı ve zincirlerim çözüldü. (s.17)
Baldwin'in Ne Zaman Gitti Tren adlı kitabını okumuştum yıllar önce. Tavsiyesiz ve bilgisizdim o zamanlar ve sadece kitaba bakıyordum hoşuma giderse alıyordum. O zamanlar -ve hala- çok sevdiğim Cenk Taner şarkısı Ne Zaman Gitti Tren kitabı almama sebeptir sanıyorum. Şarkıyı şurdan dinleyebilirsiniz.
O kitabı çok zor okumuştum. Daha doğrusu zor bitirmiştim. Çok güzel bir kitaptı kuşkusuz. Hala arada bir elime alıp karıştırdığım bir kitap. Ve Baldwin'in kalemi çok hafif ve derin. Anlatımı kıskanılacak kadar güzel.
Bu kitap Baldwin'in yeğenine yazdığı mektupla başlıyor ve bir kaç sayfa olan bu mektup ciltlerce kitap ağırlığında. O kadar değerli. Siyahların amerikada yaşadığı zulmü, acıyı, ikilemi, mahvolan hayatlarını o kadar güzel anlatıyor ki... Ve ben okurken hep gözümün önüne kitap kapağında bulunan zeytin gözlü güzel çocuk geldi.
Diğer kısımda ise yol arayışları bir nevi... Ne yapmalı, seçenekler neler... Zor... Hiç kan görmeden büyümüş insanların, hiç emir almadan yaşayan insanların, narsistlikte sınır tanımayan insanların anlamayacağı türden. O beyaz amerikalılar o kadar kirli ki -hala- yüzlerinin beyazları pislik içinde.
Daha da kötüsü, ülkemin ve yurttaşlarımın, geçmişte ve bugünde, yüzbinlerce hayatı daha mahvettiğini ve mahvetmeye devam ettiğini, bundan haberleri dahi olmadığını, bilmek bile istemediklerini biliyorum.(s.14)
Yıkım ve ölüm söz konusu olduğunda bir insan sert ve filozofça davranabilir, hatta davranmak için çaba göstermelidir, insan insan olalı, çoğunluğun en iyi başardığı iş budur zaten. (Ama unutma insanlığın çoğu insanlığı tümü değildir.) Ancak, mahva neden olanların aynı zamanda masum olmalarına izin verilemez. Suçu oluşturan masumiyettir. (s.14)
Harekete geçmek adanmışlık ister. Adanmışlıksa tehlikede olmak demektir. (s.16)
Tam yitip gittiğimi sandığımda, Zindanım sarsıldı ve zincirlerim çözüldü. (s.17)
Ve eğer insan sevgisinden umudu kestiyseniz -kesmeyen var mıdır ki?- geriye kalan tek şey Tanrı sevgisidir. (s.32)
Tensel duyarlılığa sahip olmak, bence, yaşamın gücüne ve sevincine, yaşamın kendisine saygı duymak ve sevme eyleminden ekmeği bölmeye kadar yaptığımız her işte orada olmaktır. (s.39)
Kendimiz hakkında bilmek istemediğimiz çok şey var. (s.67)
Ama beyaz amerikalılar ölüme inanmıyor, derimin karanlığından bu denli korkmalarının nedeni bu. (s.69)
ben de bir başka ülke'yi okumuştum tesadüfen...
YanıtlaSilçok çok etkilenmişim meğer :/
diğer kitaplarını da okumak niyetindeyim.
yüz sayfa yok bu kitap ama o kadar güzel ki.. bunu da oku :)
YanıtlaSil