28 Mart 2011 Pazartesi

Sandalda Akşam Yemeği

Geri geleceksiniz,
Sizi almam için geri geleceksiniz bayım. 
Siz evet, bıyıklı olan.

Bazen kocaman kocaman eller yağıyor gökyüzünden, görüyorsunuzdur. İnsanlar kaçar. Ben altında durup bir elin üzerime düşmesini beklerim, yakamdan tutup beni yukarı çekeceğini sanırım. Ama insanlar kaçar. Sorun değil. 

Aslında hava sıcacık. Ama karşıyı göremiyorum ben şuan. Sis kapladı ortalığı. Sabah da soğuktu. Öğlen fazlasıyla sıcak. Şimdi güzel hava. Havadan sudan konuşmak her zaman için bütün insanların işine gelir. Çünkü sizi tanımıyorum. Siz de beni. 

Biriktiremedim. En sonunda aldığım tedbirlere ve verdiğim kararlara rağmen o kızı özlüyor olduğuma karar verdik. Dedim ki: "Bir daha asla yaşayamacağımı bildiklerimin etkisinin yokolmasına hele hele acı çekmemek gibi bayağı bir sebep uğruna kaybolmasına müsaade edemem!" Sorun değil ama. Sorun yok. 

Kediler her yere kokularını bırakırlar. Ben de göz izlerimi bırakıyorum. Baktığında bakmış olduğumu duy ve peşime düş diye. Yalan söylemiyorum. Yalanlardan uzağım. Beklemiyorum, beklentiler bana uzak. Yalnızca birşey var. Söyleyemediğim birşey. 

Çünkü benim insanlarla konuşmam zaman alıyor. Alışmam gerekiyor bakışlarına, ellerine ve varlığıma verdiği tepkilere. Henüz alışamadan... Neler söyledim böyle.

Şimdi ben gidiyorum. Gelin diye.


4 yorum: