Markete gidip sigara almak istiyorum. Markete gitmek istemiyorum. Sigara içmek istiyorum. İki dal içtim uyanır uyanmaz. Kahvaltı etmeliyim. Hiçbir şey hazırlamak istemiyorum. Yemek istiyor muyum? İstiyorum. Kendimi böyle sıkmakla ne elde edeceğim? Bilmem. Kafamı toparlayamıyorum. Çünkü sigara içmek istiyorum. Çok fazla acı var. Çok fazla. Neden ölüyor bu insanlar. Neden öldürüyorlar onları? Nefes almakta zorlanıyorum. Çünkü sigarayı çok içiyorum. Çünkü sigara içmek istiyorum. Kendimi terkedilmiş hissediyorum. Kimsem yoktu daha önce de. Neden böylesi çaresiziz? İnanç. İnancın varlığı da sorun yokluğu da mı. İnanç. Neyim ben. Bir etiketim olmalı. Herkesin vardır. İnanç. Kahveyle başlamak güzel olurdu. Böylece kafamı bir nebze olsun toparlarım. İnanç. Çok fazla ses var. Evet kafamın içinde. Bana ne oluyor böyle. Hiçbir şey. Tam olarak h i ç b i r ş e y . Tanrım. Tanrım.
Etiket de hiçlikle birdir belki. Teşekkürler Woody için, tam yeriydi.
YanıtlaSilwoody içimizce. tıpkı josef gibi. sevgiler.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
Silbilmukabele... vogler'in de dediği gibi; nothing... nothing!
Silallen pek severim. evet ya onun gibi sıkılmışsın.
YanıtlaSil:)
duygularımın tercümanı diyelim.. :)
Silsorun tam da orada başlıyor zaten, ne güzel demişsin ''bana ne oluyor böyle. hiçbir şey. tam olarak hiçbir şey'' işte ''bana hiçbir şey olmuyor?!'' diye kafanda çaktığı an, eller ayaklar hep huzursuzluktan birbirine giriyor. ne kahve, ne sigara kesmiyor (gerçi sigara hiç içmedim, o belki kesiyordur)
YanıtlaSilböyle zamanlarda insan cidden woody allen gibi hissediyor, endişeli, zeki, umutsuz ve çok geveze. iyi ki bu komik adam var.
kesmediğini bildiğimden belki de o evimin dibindeki market bana bin mil uzaklıkta geliyor sanırım. çare sigara değil evet -sarıgül hiç değil-
Silonun gibiler de olmasa Eylül, bizim gibiler n'apar.. :)