3 Eylül 2013 Salı

Bir takım işler.

Sahiplik ekinin güzelliği çok nadirdir. Onu o kadar çok seviyorum ki ismimim sonuna getirdiği -im eki güzelleşiveriyor. Güller açıyorum.

Bir adamın en saf hali heyecanlı olduğu zaman mıdır? Yalnızca yazdıklarını okuyorum. Zihninin karmaşasına beni karıştırıyor. Oradan oraya koşuşturup duruyoruz. Yıllardır tanıdığım bu adamın bir çok güzel halini gördüm, sanırım en güzeli bu. Arada bir bana "aferin!" diyor. Gülümsüyorum.

Kafasının içindeyiz. Sahnelerini birleştiriyoruz. Biz, değil aslında. O yapıyor, bense ona bakıyorum, yüzümdeki gülümseme hiç kaybolmadan. O bir takım olayları gözünde canlandırmaya çalışırken, ben onun yanımda anlattığı halini canlandırıyorum. Gözlerinin içi gülüyor. Elleri ordan oraya gidip geliyor. Görebiliyorum.

Çoğu zaman düşünmeden yazdıklarımın üzerine düşünüyor o. Kendimden uzaklaşıp kendime yakınlaşmaya çalışıyorum. Bir hayalden oluşan kelimeler ete kemiğe bürünüyor. O anda kendim bir yabancı oluveriyorum kendime. Biri. Bir kadın.

Hayat.

2 yorum: