Kıymalı makarnayı, annemin giysilerinden giyinmeyi ve yaşlı
kadınların kalınlaşmış bileklerine taktıkları ince, küçük, altın saatlere
bakmayı seviyorum.
Bir süredir yeni başlangıçlar için pazartesileri
beklemiyorum. Aynı anda altı kitap birden okuyorum. Yazarına para
kazandırmayacak kitapları internetten indiriyorum.
Bir de sabah serinliği çok güzel. Gün ağarırken kamelyaya
tüneyip üzerimden kargaların geçmesini bekliyorum. Yanıma aldığım kitaptan
belki bir belki iki sayfa okuyorum, yine de yanımda olması hayati öneme
sahipmiş gibi davranıyorum.
Hiçbir şey izleyemiyorum, ne dizi, ne film, ne belgesel…
Hala arkadaşım yok. Hala çok yalnızım.
O saatlere kesinlikle ben de takığım. İnce kayışlı saatler, zariflikten gözlerimi yaşartanları var.
YanıtlaSilYalnız kalmak için insanın en az iki kişi olması gerekir demişti zygmunt, rahmet istedi bak! Bir an önce iki kişi ol da yalnızlığının hakkını ver! Senin için dileğim budur!
umarım! ve teşekkür ederim. çok sevgiler
YanıtlaSil