1 Ağustos 2018 Çarşamba

Lüzumsuz Meseleler II


Kıymalı makarnayı, annemin giysilerinden giyinmeyi ve yaşlı kadınların kalınlaşmış bileklerine taktıkları ince, küçük, altın saatlere bakmayı seviyorum.

Bir süredir yeni başlangıçlar için pazartesileri beklemiyorum. Aynı anda altı kitap birden okuyorum. Yazarına para kazandırmayacak kitapları internetten indiriyorum.

Bir de sabah serinliği çok güzel. Gün ağarırken kamelyaya tüneyip üzerimden kargaların geçmesini bekliyorum. Yanıma aldığım kitaptan belki bir belki iki sayfa okuyorum, yine de yanımda olması hayati öneme sahipmiş gibi davranıyorum.

Hiçbir şey izleyemiyorum, ne dizi, ne film, ne belgesel…
Hala arkadaşım yok. Hala çok yalnızım.


2 yorum:

  1. O saatlere kesinlikle ben de takığım. İnce kayışlı saatler, zariflikten gözlerimi yaşartanları var.
    Yalnız kalmak için insanın en az iki kişi olması gerekir demişti zygmunt, rahmet istedi bak! Bir an önce iki kişi ol da yalnızlığının hakkını ver! Senin için dileğim budur!

    YanıtlaSil
  2. umarım! ve teşekkür ederim. çok sevgiler

    YanıtlaSil