18 Ekim 2018 Perşembe

"Bakılmaz mı gözden dökülen yaşa"


Sonra bana dönüp şöyle söylüyor: İbrahim seni çok etkiliyor, neden acaba…

Gülhane’nin ortasında gözlerim doluyor. Günlerdir bir şey hissedeyim gözümden bir damla yaş düşsün bekleyişimin orada son bulması ve benim tüm dünyanın gözü üzerimdeymişcesine bağırarak ağlamak isteyişim beklenmedikti. Olmamalıydı.

Çünkü bana dönüp İbrahim’in üzerimde yarattığı etkiyi keşfetmeden hemen önce, akşamüzeri kızıllığı çökmüş gökyüzü gözlerini kocaman açarak,
“ibrahim
içimdeki putları devir
elindeki baltayla” dediğini unutuyor. Hatta bir aralık “Tekrar eden korku cehennemdir” bile diyor. Farkında değil, uzun saatlerdir uyumamış, gözlerine çöken kızıllığın farkında değil.

Belki İbrahim, belki. Ben sahnelediği –belki en güzel- oyunun tek izleyicisiyim, bu yüzden beni kaybetmemeli.

İbrahim biz burada ve şurada, dört duvar ve sonsuz göğün altında hep konuştuk. Ben hep anlattım ve ve ben hep sana anlattım. Ve işte bugün de geveze bir maskenin ardındaki güvenle hiç susmadım. Duysan da duymasan da ve baktığım bir çift göz senin olsa da olmasa da hep konuştum. Elime bir yaprak düştü. “Bunun adı ‘Öleyazmak’ olsun” dedim. Kafamı göğe kaldırınca da “Bak şu ağacın bütün yaprakları öleyazmış” dedim. Bir gürgen ağacından bahsetti, devamlı kesileceğini söylediklerini, hiç inanmadığını, ama bir şekilde kestiklerini ve onunla bir kış ısındıklarını anlattı. Dinledim çünkü İbrahim, senin beni ne zaman dinlediğini de ne zaman konuştuğunu da bilmediğim için sustum. Alışkanlıklar cehenneminden kurtulmayı umuyorum, çünkü kalbimde kırılacak put yok, yenisini diktirmeliyim ki sen gelip kırasın.

Ah güzel Ahmet Abim gibi İbrahim, sorulan sorulara bir cevabın olmadığından mı yoksa hep beklenmesi gerektiğiden mi hiç konuşmadığını bilmiyorum. Elbette bazı şeyler biliyorum. Fakat bunlar ya acı veriyor ya da hiçbir işe yaramıyor. Bu yüzdendir ki unutuyorum. Ama kendimle gurur duyuyorum İbrahim. Sesim o kadar gür çıkmasa da aslanlar gibi savaştım. Hiçbir zaman yenilgiyi kabullenmedim, kandan da, kırıktan da korkmadım. Kendimle gurur duydum çünkü kaçış yollarını, bütün tünelleri çok iyi biliyordum, fakat kaçmadım. Ne büyük bir keyifle, muhteşem bir havada konuştum, saatlerce konuştum. Her şey kitabına ve kitabın yazarına uygundu.

Sonra akşam oldu. Olmaz sandım ama oldu.

2 yorum:

  1. https://www.youtube.com/watch?v=zZv8kQ4Py00&index=20&list=PLcc_C2Ov_MSmqWp7s7nfIAz96HUNLvs92&t=0s

    iyilik,güzellikle..

    YanıtlaSil
  2. seni görmek hem şaşırtıcı hem güzel, teşekkür ederim. aynı iyilik ve güzellikleri bulursun umarım.

    YanıtlaSil