2 Ekim 2018 Salı

kapılar

işte başlıyoruz. kaos kaos kaos.

gecenin bir vakti kapı çalıyor. uykumdan sıçrıyorum. rüya da görüyor olabilirim. kapı tekrar çalıyor, ikna oluyorum. kalkıp kapıyı açıyorum. sonra bunu neden yaptığımı düşünüyorum. telefonda sayısız cevapsız arama var.

gözlerim yarı açık yarı kapalı, yarı görür yarı görmez sarılıyorum, sığınıyorum, içimden teşekkür ediyorum, göğsünü göz yaşlarımla ıslatıyorum.
...
e. diyor hoca, hocam diyorum, bu söylediğiniz imkansız. sen bir düşün, diyor. ne kadar hoş bir adam olduğunu düşünüyorum. uzattığım kağıtları geri alıp odasından çıkıyorum. çıkmadan önce kabul etmiş olmalıyım. fakat ne zaman? ne zaman?

...
size ne oldu? bence müthiş bir isteksizlik ve halsizlikle kesin bazı fizyolojik sorunlarım var. birkaç tahlil yapalım mı? fakat benim kanım zehirli tüm laboratuvarı havaya uçurabilir. hmm, peki. sizi şimdi yönlendiriyorum.

...
telefonda 'özür dilerim' yazıyor. uzanıyorum. hayır yokmuş. gece yaşananlar gerçek mi? gerçekmiş. hoca mail atmış, sorun yokmuş. kollarımda iğne izi var, kan vermiş, laboratuvarı havaya uçurmamışım.

...
gözlerini açıyor. iyi misin? bunu hayati bir önemi varmış gibi sorduğu andan itibaren iyiyim. bugün mektup göndereceğim. pekala iyiyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder