20 Ağustos 2020 Perşembe

20 Ağustos

 sizi biraz korkak gördüm E. hanım. sanki onca yol katetmemiş gibisiniz. tedirginliğinizin sebebini anlıyorum fakat onaylamamı beklemeyin. böyle devam ederseniz beni hayal kırıklığına uğratmış olacaksınız. yo hiç öyle kaldırmayın kaşlarınızı yukarı, bunları konuştuk, hem sadece konuşmakla da kalmadık, yaşadık. hepsini değerlendirdik, bu konuda yayınlanmış istatistiki verilere dayalı raporlarımız bile var sizinle. siz şimdi gözlerinizi yere indirip, saman nezlesi burnunuzu sanki hüzün sümükleri akıtıyormuş gibi çekerek benden bir onay ünlemi duymayı umuyorsunuz ama maalesef. böyle bir şeyin asla mümkün olmayacağını öncelikle belirtmek istiyorum. atmanız gereken adımları ivedilikle atmazsanız, aramızın bozulacağını da söyleyeyim ki sonra karşıma gelip herhangi bir mazeret sunmayın. korkacak hiçbir şey yok. can acısıysa can acısı, onur kırılması, kendine yedirememe, bir takım gereksiz hislerin yarattığı hırçınlık, tahammül seviyesindeki ani düşüş vs. nedir? 


pekala, şimdi bir plan yapalım; 

7 yorum:

  1. İnsan yaşadıkça öğreniyor ve öğrendikçe daha temkinli yaşamaya başlıyor. Başlıyor her şarkı, sonra bitiyor. Bitiyor bitmesine her şey, ama başladığı andan itibaren geçen süreç de önemli. Önemli bir şarkının zamanı. Zamanı öğrenince önce durdum. Durdum, biraz onun akmasını istedim. İstedim ki sonra beklemeyeyim çokça. Çokça beklemeden başladığım için yine bekledim sonunda. Sonunda, yani metinden arda kalan zamanda yazdım bu yorumu. Yorumu bitirdiğim an şarkı bitti. Neşeli sevgilerle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. canım koleksiyoncu, bir şeyin sonuna geldiğimizde öyle yoğun duygular peydah oluyor ki o bitişe dair, bir an durum o sürecin nasıl geçtiğine bakamıyoruz. keşke yapabilsek, keşke bir süre en azından sakin kalabilsek. kocaman sevgiler

      Sil
  2. Noktalarla yaşıyoruz hayatta. Onlarla var olduğumuzu sanıyoruz. Onlardan konuşmayı, onları paylaşmayı seviyoruz. Ya da yaygınlaşmış olanların doğru sanılması gibi bir yanılsamayla gerçekleşiyor bunlar. Hayatımızın dönüm noktaları, belli başlı yaşanmış anlar. Duruma göre "öz geçmiş"teki özü yaratan şeyler. A noktasından B noktasına giden biri, sadece A ve B noktalarında görünmez ki. Bu iki nokta arasında onca deneyim var; eylemsel veya düşünsel veya duygusal. Üstelik A ile B arasında bir C noktasının olmadığını da kimse bilemez. Hayat doğrusal değildir, alfabetik hiç değil. A ile B noktalarından söz ediliyor, ama C'den hiç bahsedilmiyorsa bu C'nin önemsenmemesinden veya fark edilmemesinden kaynaklanıyor olabilir. Diyelim ki sahneye D noktası da girsin ve replik sırası B'den sonra gelsin. B artık olmasa bile, D'ye giden yol ondan geçtiği için yine de kıymetli. Çocuk kitaplarını düşünüyorum, güncel dille "etkinlik" diye geçen oyunlardan biri: Nokta tamamlamaca. 1, 2, 3, 4, 5... Saydıkça birleşen noktalar sonunda tavşanı ortaya çıkarıyor mesela. Sürecin sihiri burada. Salt noktalardan ibaret bir hayat havucu yalnız bırakırdı. Yaşanan her şeyin; olayın ve durumun hayatta bir karşılığı var. Bazen yeni noktalara, bazen de nokta sayılmayan güzelliklere bir yol, bazen de yolculuklar için bir manzara. Böyle bir bakış açısı, yaşanan hayata ve hayatın kalitesine göre kronik mutsuzluklara yol açabilecek olsa da umut hiç tükenmez, dip hiç görünmez. Gerçi, kötünün iyisi yine de kötü müdür, tartışılır. Velhasılıkelam süreç ve süreci düşünmek özeldir, biriciktik, gereklidir.

    Yorum konudan saptı, biraz da dağınık oldu, ama yazarken beni düşündürdüğü için silmek ya da kendime kopyalayıp sana göndermezlik yapmak istemedim :) Bu da böyle olsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aksine, hiç düşünmüyorum konunun saptığını ve yorumunu çok değerli buluyorum. deneyim, dediğin gibi, çoğu zaman görmezden geldiğimiz, unuttuğumuz bir alan. a'dan gelip B'ye vardığımda B'nin varmak istediğim yer olmadığını keşfetsem ile yolda öğrendiklerimin değerini nasıl yok sayabilirim? B'ye ulaşmış olmaktan çok daha fazlasını da kazanmış olabilirim hatta B'ye varamamış olmam da beni "hiçbir şey elde edememiş" yapmaz.

      bir de insanı bu süreçteki davranışı, tavrı, duygusu belirliyor bence. ahlakın varlığını noktalarda değil süreçte buluruz mesela. bu yüzden de sürecin ne olduğu a süreçte ne olduğu da çok önemli.

      hep böyle olsun, o kadar keyif aldım ki yorumunu okurken..

      Sil
    2. Galiba davranış ve tavır da süreçle oluşan ve aynı zamanda dönüşen şeyler. Bu oluşum ve dönüşümde duyguların önemli bir rolü var. "bir de insanı bu süreçteki davranışı, tavrı, duygusu belirliyor bence." Yani insanı belirleyen temel taşı duyguları oluyor. Duygular da (elbette diğer birçok bilgiyle birlikte) neden oldukları davranış ve tavırlar gibi "süreçle" anlaşılıyor/keşfediliyor/öğreniliyor. Noktalar arasındaki çizgi, temel taşının sağlam olması için de özel, biricik ve gerekli :)

      Buradaki yazışmalar türedikçe düşündüren bir iletişim hâline dönüştü :)

      Sil
    3. hedefe ulaşan yolda çekilen çileye atfedilen kutsaliyet de buradan kaynaklanıyor sanırım. yazdıklarına katılıyorum, ve evet hem düşündüren hem de ürettiren bir iletişim bu, bana bloga dönmekle ne kadar iyi yapmış olduğumu hissettiriyor. paylaşım bu. değerli olan bu. çok teşekkür ederim, burada olduğun için, değer verip düşüncelerini paylaştığın için, bana kendimi iyi hissettirdiğin için :)

      Sil
    4. İyi yazılan bir blogda iyi yazan bir blog yazarıyla birlikte yazarken/okurken düşünüyoruz. Ben de sana teşekkür ederim, birlikte düşünme için :) Sonda dediğin, bunun sürpriz yumurta olduğunu hissettirdi :) Dışındaki çikolatası yendikten sonra karşılaşılan oyuncak gibi :) Güzel bir şey birilerine iyi hissettirebilmek; alabildiğim nefesin karşılığı... Biraz uzadı bu yayındaki yorumlar, başka bir gün başka bir yazı için uğrarım yine :)

      Sil