Bir çiçek hiç bir insanı öldürür mü?
Ev sevdiğim Boris Vian romanı şüphesiz Yürek Söken. Orada yüreğimin bir parçasını bıraktım ve asla geri almaya çalışmadım çünkü olabilecek en güzel yerlerden biriydi, hak ediyordu. Okumadığım kitapları da var hala. Olsunlar. Dursunlar. Hala okunacak Boris Vian’lar olması ne güzel. Ama bu yazının iki baş kahramanından biri Günlerin Köpüğü. Diğeri ise bir şarkı. Çünkü ne zaman bu şarkıyı dinlesem aklıma yalnızca Günlerin Köpüğü geliyor. Bir kadının içinde açan (topraksız) bir çiçek. Canım kitap ve canım şarkı. İşte burada:
"Chloé'nin ılık ve huzur veren eli Colin’in avucundaydı. Chloé ona bakıyordu, biraz şaşırmış açık renk gözleri onu dinlendiriyordu. Platformun altında, birbirlerini yok etmeye can atan sıkıntılar toplanmıştı. Chloé, bedeninde asılı kalmış bir güç, göğüs kafesinde garip bir varlık hissetti, nasıl karşı koyacağını bilmiyordu, içine yapışmış düşmanını hafifçe yerinden oynatmak için ara ara öksürüyordu. Sanki iyice öksürdü mü düşmanının zalim şiddetine ve sinsi kötülüğüne yenik düşecekmiş gibi geliyordu. Göğsü güçlükle inip kalkıyordu, ve kaygan çarşafların uzun ve çıplak bacaklarına değmesi hareketlerine bir sakinlik katıyordu. Colin yanı başında hafifçe eğilmiş ona bakıyordu. Gece yavaş yavaş yaklaşıyor, yatağın başucunda duvara .gömülü yuvarlak mat kristal içindeki yanan lambanın ışıklı küçük çekirdeğinin çevresinde tek merkezli katmanlara dönüşüyordu."
Geç vakit, uyanmış bloglarda takılıyordum... ve Boris Vian. Tetikledi. Üşenmedim kitaplığa koştum. İlk okuduğum ve Boris Vian'la tanıştırılma kitabımı bir an göremeyince nasıl olur ama dedim, oysa hava atacaktım:) Onları da yeni kitapların arasına koymuşum meğer. Küçük dayım almıştı onu bana. Mezarlarınıza Tüküreceğim. Tarihe baktım 1989, 2.Baskı. Günlerin Köpüğü ile yanyanalar. Gözlerim ışıldadı, içim köpürdü, ben zıpladım. Öyle yani:)
YanıtlaSilCanım Buraneros, ben de Aksaray'dan Bir Perihan'ı dinledim, seni ziyarete gelecektim "bittii" diye ünlemek için, sen erken davranmışsın :)
SilAçıkçası kitaplıklarımıza koşmak kadar güzel kaç eylem var bilmiyorum, kıskandım, eski kitapları çok çok severim. Kim bilir kaç kere geldi eline, gözüne. Daha kaç kere de gelir :)