Başarı kimin içindir? Karneyi alan çocuk evine koşar: iyi notları ailesine göstermesi gerekir. Başı okşanır, ödüllendirilir, aferin’lenir. Bunların olmadığı durum karnenin anlamını yitirmesine yol açar; öyle ya zaten sınavlara girilmiş, zaten iyi notlar alınmış, çocuk ne yaptığını zaten biliyor. Karne “öteki”ler için, tüm bu sürecin hiç farkında olmayanlarla sonucun paylaşılması seremonisi!
Öteki kimdir? Ben olmayana öteki deriz. Hayır. Ben olmayan
öteki değildir. Öteki ben’e tehdit yaratandır. Ben oluşa. Kötücül bir tarafı
var Ben’den bakıldığında öteki’nin. Beni anlayan ve ben oluşumla ilgili bir
sorun yaratmayan, ben oluşuma saygı duyan öteki olmaz. Bunu yapan kim var?
Hayır. Kimse yok. Beraber öğrendik. Ben zaten hep yazarak öğrenen biriydim.
Sürekli bir mücadele ve varoluş savaşı verdiğimiz noktasına
geldik. Ne kötü. Savaştığın şey tarafından takdir görmek istemek. O halde yok
etmeye çalışmıyor, bastırmaya mı çalışıyorum? Tanınmak istiyorum. Bireyin
bireyliğinin başladığı yer: öteki tarafından tanınmak. Savaşın da barışın da
başladığı yer burası.
(Bu iki cümle sonrasında gözüm bir süre pencere önünde
salınan yapraklara daldı. Hafif rüzgârda hala bir şekilde yeşil kalmayı
başarabilmiş olanlar salınıyor. Diğerleri de tutunuyor galiba. Belki de
kurtulmaya çalışıyorlardır, bilemeyiz. Sarıları da çok güzel. “Yeşil kalmayı
başarabilmek” deyince yeşile övgü sarıya sövgü gibi oldu. Değil. Öyle
düşünmüyorum. Yaprak benim için hem yeşilken hem de sarıyken güzel. Güzelden de
öte gerçi. Aaa, elbette evdeki ormanımda yaşayan, gözüm gibi baktığım bitki
çocuklarımda gördüğüm sarılardan hoşlanmıyorum. O zaman durup “NE İSTEDİNİZ DE
VERMEDİM” diye gürlüyorum. Çiçeğini açmayan bitkiyi karanlık odaya kapatıp ona
ders vermeye çalışan var, benim gürlemem ne ki. Neyse ben böyle dalmış
gitmişken meseleye Nietzsche dahil oluyor zihnimde. Benim tüm meselelerime
Nietzsche’yi dahil edişim şahane bir şey. Siz de isterseniz sevdiğiniz bir
filozofu bütün düşüncelere dahil edebilir, onun bakış açısından
değerlendirebilirsiniz. Elbette bunu bir konfor alanına çevirip, onun bakış
açısını benimseyip her meseleyi onun gözünden ele alıp değerlendirmek
dangalaklığını yapmayın.)
Nietzsche öldükten sonra okunup tartışılan bir filozof,
biliyorsunuz. Bunun birçok örneği var elbette. Ama acı olan Nietzsche’nin
yaşamı süresince bunun acısını çekmesi. Etrafındakilerden, sevdiği kadınlardan,
dost olarak adlandırabileceği insanlardan beklediğini, umduğunu hiç bulamadı. Öteki’yi
Nietzsche’ye tanımlatsak sanırım “hayal kırıklığı” der, kenara çekilirdi. Bir şekilde
bu durumun onu beslediğini de düşünüyorum ama kişisel olarak kendisiyle bağ kurduğumdan
beri de üzülüyorum. Yıllar sonra kendisinden etkilenen bir ben’i üzen bu durum
hala bir öfke de yaratabiliyorsa Nietzsche’ye neler yapmıştır, kim bilir. Hassas
olan bünyesini iyice çürütmüş müdür? İnsan bir noktada “koskoca Nietzsche’sin, kendinden
sonraki düşünüş şekilleri üzerinde yarattığın etki devasa, zihnin, algın
müthiş. İki insanın seni anlamasına niye ihtiyaç duydun be adam!” diye ünleyesi
geliyor. Ama durum işte tam da bu, insanın laneti. Anlaşılmak ihtiyacı. Paylaşmak
ihtiyacı. Bunların sağaltıcı gücünden mahrum olmanın yarattığı çöküş.
Konuyu bir de seri katillere bağlayayım mı hazır Dahmer’i
izlemişim?
Ya da Kafka'nın yazdıklarını kendinin yakmayıp da arkadaşına bu sorumluluğu yüklemesi üzerine konuşabilir miyiz? Samimi miydi acaba, inanmış mıydı Brod'un o yazıları yakacağına. Yoksa aksine asla yaklamayacağına mıydı güveni?
Önce biraz hüzünlenelim de bari bir şarkıyla… (Eskiden olsa “yersiz”
bir şakacılıkla buraya bir Wagner bestesi koyardım. Wagner-Nietzsche arasında
da değişik bir ilişki vardır, onu da sonra anlatırım. BİR DE BENDEN DİNLEYİN
ÇÜNKÜ. Ama yapmayacağım.)
Beni anladınız değil mi?
Sevgiler.
Vaaayyyy be, dedim. Muhteşem bir yazıydı. Şimdi edindiklerimi serip, zihnimden dağ başında bulunmuş kaynak suyu gibi akıtacağım:)
YanıtlaSilcanım buraneros, yakın arkadaş çevremden olsaydın yazmam gereken ama tembellik ettiğim her şeyi yazıp bitirirdim sanırım, nasıl bir motivasyon kaynağısın :) teşekkür ederim
Sil