Üzerinden kaç gün geçti bilmiyorum, Buraneros’ta görüp de “Ben de bugün salep içmeye gideceğim!” demiştim. Ancak dün akşam, işten “erken” çıkınca oturdum yarım saat sokağın köşesindeki kafeye. Yeniden yapıldığından beri hiç gitmemiştim oraya, halbuki eskiden kahveciyken sık sık gider, arka bahçesinde oturur, sandalyelerinin aşırı rahatsız olmasından dert yanardım. Dün otururken o kadar büyük bir isteksizlik hissettim ki bir yerde oturmanın nasıl zevkli hale geldiğini bile unutmuşum. Ben ki saatlerce oturduğum güzel kafelerde saatlerce okuyan, yazan, dinleyen, seyreden, bundan da müthiş bir keyif alan insandım. …
Hoş olmayan şeyler oluyor.
Hoş olan şeyler de oluyor fakat hoş olmayan şeylerin
yarattığı etki, benim “dert büyüten” karakterimle birleşince ortaya hoş olmayan
bir ruh hali çıkıyor.
Büyük bir hevesle başlamıştım Büyülü Dağ’a. İki haftadır
kitabın kapağını açamıyorum. O kadar zavallı bir durum ki. Yaşadığım yoğunluklara,
daha doğrusu maruz bırakıldığım yoğunluklara hiç saygı duymuyorum. Böylece hissettiğim
tek şey çile oluyor. Evime gidip sadece uyumak istiyorum. Bunu bile…
Bazı konularda iyimser kalmak çok zor artık benim için. O iğrenç
adamın karşısına dikilip “senin ne haddine!” diye bağırmak istiyorum mesela,
hatta suratına tükürmek! Benden, bizden önce canını yaktığı onca akademisyenin
de yerine! O kadar büyük bir öfke büyüyor ki içimde, onca senelik emek, zihni
zihnimin yarısı etmeyen vasat insan süprüntülerinin, sırf sermaye sahibi
oldukları için yaşantıma etki ediyor olmasından tiksiniyorum. Bütün bu
sistemden tiksiniyorum.
Gözümü kapattığımda beyaz bir ev canlanıyor. Huzurlu geliyor
sarı ışık altında bu ev. Geniş ama az eşyalı. Kitaplarım, kedim, sevgilim. Hepsi
bu. Bunun için bazı şeylere tahammül etmem gerekiyormuş gibi. Sonra bütün
bunlara bir de hastalık ekleniyor. Pandeminin başından itibaren hiç test bile
yaptırmadım. İlk kez yapılıyor. Kovid negatif ama influenza rulz! Bu süreçte
kitap okuyorum. Tezime çalışıyorum. Plan yapıyorum. Biraz sakinleşmeye
çalışıyorum. Biraz sakinleşiyorum.
Ama sadece biraz.
Şimdi pazartesiyi düşünmek beni boğuyor. Böyle hayal
etmemiştim. Zaten bu kısımları çok da hayal etmemiştim. Kendime odaklanmak
istiyorum. Şimdi şu anda. Nefesime odaklanırsam zihnimi uyandırır, şimdiyi yakalarmışım.
Nefes alıp veriyorum.
Bazı şeylerin değişmesini bekliyorum. Bazı şeylere gücüm
yetmeyeceğinden bir şey yapamıyorum ama diğer şeyler için çabalıyorum. Devam da
edeceğim. Sonra bazı şeyler daha da güzel olacak.
Evet.
Evet. Bazı şeyler güzel olacak, kelimelerinden bu hissi aldım.:) Dert küçülten karaktere biraz daha rol versen, ötekinden kısarak... nasıl olur acaba. Potansiyeline bakıyorum da yaparsın gibi geliyor. :)
YanıtlaSildeğil mi, yaparmışım gibi :) bakalım
Sil