Birey, akıl ve ruh ikiliği ya da çekişmesi mi diyelim, içinde yaşar. Ruh bedene hapsolmuştur, onu özgürleştirmek de beden üzerinde hakimiyet kurmakla olur. İmiş. Yani, aman da yoruldum uzanayım, çok acıktım yiyeyim, hatta acımadım ama yiyeyim, vay efendim beş saat daha uyuyayım, günde beş kere sevişeyim falan yok. Bedeni zapturapt altına alacağız ki ruhlarımız özgürleşsin.
Puh!
Bu nasıl sistem!
dualizmin güzel tarafı da bu, tam tersi ya da kendini tamamlayan kavram mı diyelim :) için de doğru bu söylediklerin. yani denetlemeler, bastırmalar da aslında ruhu sonunda eeeh yeter be diye fışkırtıp başına buyruk davranmaya yönelten davranışlar, değil mi? ;)
YanıtlaSiluzman olan sensin canım c., öyle mi? eğer 'evet öyle' dersen bazı çileler çekmeye başlayacağım :)
Silben direkt 'günde beş kere sevişeyim' kısmına takıldım.
YanıtlaSilgünde beş kere sevişen biri yirmilerindedir ve ruhu da bir daha hiç olmayacağı kadar özgürdür. hiç sıkmasın canını yani zapturaptla filan.
bilinçli bir özgürlük değildir ama o. ayrıca burada bunun mümkünlüğünden mi yoksa isteğinden mi bahsettiğimiz de önemli sanırım.
Sil